Competition in this pair is now closed. Source text in English Heathrow Airport is one of the few places in England you can be sure of seeing a gun. These guns are carried by policemen in short-sleeved shirts and black flak-jackets, alert for terrorists about to blow up Tie-Rack. They are unlikely to confront me directly, but if they do I shall tell them the truth. I shall state my business. I’m planning to stop at Heathrow Airport until I see someone I know. (...)
Astonishingly, I wait for thirty-nine minutes and don’t see one person I know. Not one, and no-one knows me. I’m as anonymous as the drivers with their universal name-cards (some surnames I know), except the drivers are better dressed. Since the kids, whatever I wear looks like pyjamas. Coats, shirts, T-shirts, jeans, suits; like slept-in pyjamas. (...)
I hear myself thinking about all the people I know who have let me down by not leaving early on a Tuesday morning for glamorous European destinations. My former colleagues from the insurance office must still be stuck at their desks, like I always said they would be, when I was stuck there too, wasting my time and unable to settle while Ally moved steadily onward, getting her PhD and her first research fellowship at Reading University, her first promotion.
Our more recent grown-up friends, who have serious jobs and who therefore I half expect to be seeing any moment now, tell me that home-making is a perfectly decent occupation for a man, courageous even, yes, manly to stay at home with the kids. These friends of ours are primarily Ally’s friends. I don’t seem to know anyone anymore, and away from the children and the overhead planes, hearing myself think, I hear the thoughts of a whinger. This is not what I had been hoping to hear.
I start crying, not grimacing or sobbing, just big silent tears rolling down my cheeks. I don’t want anyone I know to see me crying, because I’m not the kind of person who cracks up at Heathrow airport some nothing Tuesday morning. I manage our house impeccably, like a business. It’s a serious job. I have spreadsheets to monitor the hoover-bag situation and colour-coded print-outs about the ethical consequences of nappies. I am not myself this morning. I don’t know who I am. | The winning entry has been announced in this pair.There were 8 entries submitted in this pair during the submission phase, 3 of which were selected by peers to advance to the finals round. The winning entry was determined based on finals round voting by peers.
Competition in this pair is now closed. | İngiltere’de ateşli silah görmenizin garanti olduğu bir avuç yerden biridir Heathrow Havaalanı. Bu silahları taşıyanlarsa kısa kollu gömlek ve kurşun geçirmez siyah yelek giymiş, teröristler köşedeki kravatçıyı havaya uçurmasın diye tetikte bekleyen polislerdir. Beni durdurup sorgu sual edeceklerine ihtimal vermiyorum, ama sorarlarsa da gerçeği söyleyeceğim onlara. Planımı anlatacağım. Tanıdığım birine rastlayana kadar Heathrow Havaalanı’nda öylece durmaya niyetliyim. (…) Olacak şey değil, ama otuz dokuz dakikadır beklememe rağmen tek tanıdık çıkmıyor. Bir Allahın kulu bile tanımıyor beni. Her yerde karşılaştığınız o isim kartlarını takmış şoförler kadar isimsizim (soyadlarından bazılarını tanıyorum). Aramızda tek fark var, o da şoförlerin üstünün başının daha iyi olması. Çocuklar doğdu doğalı üstüme ne giyersem giyeyim pijamaya benziyor. Pardösülerim, gömleklerim, tişörtlerim, kotlarım, takım elbiselerim… Hepsi de yatıp kalktığım pijamalardan farksız. (…) Bir Salı sabahı erkenden Avrupa’nın harika yerlerine doğru yola çıkmayarak beni hüsrana uğratan tüm o tanıdıklarımı düşünürken duyuyorum kendimi. Sigorta şirketindeki eski iş arkadaşlarım hâlâ masalarına çakılıp kalmış olmalılar. Ben de orada yerimde sayarken başlarına bunun geleceğini hep söylemiştim. Ben ofiste vaktimi çarçur edip hayatımı bir türlü rayına koyamazken Ally azimle ilerlemiş, doktorasını verip ilk terfisini almış, Reading Üniversitesi’nde ilk araştırma bursunu kazanmıştı. Hatırı sayılır işlerde çalışan, o yüzden de her an karşıma çıkarlar diye belli belirsiz bir umut beslediğim, aklı başında, yeni arkadaşlarımız var. Evi çekip çevirmenin bir erkek için gurur duyulacak bir iş olduğunu, evde çocuk bakmanın düpedüz yürek istediğini, hatta her babayiğidin harcı olmadığını söylüyorlar. Aslında bu arkadaşlarımızın büyük kısmı Ally'nin dostları. Ben artık hiç kimseyi tanımıyor gibiyim ve çocukları, yukarıdan geçen uçakları duymazdan gelip kendi düşünceme kulak kabarttığımda, bir mızmızın düşüncelerini işitiyorum. Duymayı umduğum bu değildi oysaki. Ağlamaya başlıyorum, ama öyle dudak bükerek, hıçkırarak falan değil, sadece koca koca damlalar süzülüyor yanaklarımdan. Tanıdığım hiç kimsenin beni ağlarken görmesini istemiyorum çünkü bir Salı sabahı Heathrow Havaalanı’nda keçileri kaçıran tiplerden değilim ben. Evimizi kusursuz bir şekilde idare ediyorum, tıpkı bir işyeri gibi. Ciddi bir iş bu. Elektrikli süpürgenin torba durumu için bilgisayarda hesap tablosu tutuyorum, çocuk bezlerinin etik sonuçlarına dair renge göre kodlanmış çıktılarım var. Bu sabah kendimde değilim. Kim olduğumu bilmiyorum.
| Entry #7156
Winner Voting points | 1st | 2nd | 3rd |
---|
92 | 21 x4 | 3 x2 | 2 x1 |
Rating type | Overall | Quality | Accuracy |
---|
Entry | 3.32 | 3.50 (8 ratings) | 3.13 (8 ratings) |
- 4 users entered 11 "like" tags
- 7 users agreed with "likes" (21 total agrees)
- 3 users disagreed with "likes" (4 total disagrees)
+5 1 İngiltere’de ateşli silah görmenizin garanti olduğu bir avuç yerden biridir Heathrow Havaalanı. | Flows well Bu cümle için en iyi çözümlerden biri | Özden Arıkan | |
kravatçıyı | Flows well Aslında çevirdiğiniz bir özel isim. Ama yine de farklı bir ifade. | Nizamettin Yigit No agrees/disagrees | |
-1 +1 Beni durdurup sorgu sual edeceklerine ihtimal vermiyorum | Good term selection | Özden Arıkan | |
+1 koca koca damlalar süzülüyor yanaklarımdan | Good term selection | Özden Arıkan | |
- 7 users entered 17 "dislike" tags
- 13 users agreed with "dislikes" (31 total agrees)
- 8 users disagreed with "dislikes" (23 total disagrees)
+1 İngiltere’de ateşli silah görmenizin garanti olduğu bir avuç yerden biridir Heathrow Havaalanı. | Other "garanti" yerine "kesin" olmalıydı ve cümle kuruluşu güzel de | Selçuk Dilşen | |
İngiltere’de ateşli silah görmenizin garanti olduğu bir avuç yerden biridir Heathrow Havaalanı. | Other does not flow well | travisedu.com No agrees/disagrees | |
-2 +5 4 köşedeki kravatçıyı | Mistranslations Tie Rack is a store name | skaya | |
+1 Bir Allahın kulu bile tanımıyor beni | Mistranslations | Selçuk Dilşen | |
-3 +2 Hepsi de yatıp kalktığım pijamalardan farksız. (…) | Spelling Does not suggest the meaning applied. Not proper Turkish. | Ulgen Unaldi | |
-1 +2 Avrupa’nın harika yerlerine | Other Belki harika diyarlarına ama harika yerlerine kulağa hoş gelmiyor. | Cagdas Karatas | |
| Other Hüsran içinde elem vardır. Bence amacı aşan bir terim seçimi. | Cagdas Karatas | |
-1 başlarına bunun geleceğini | Other Başına bir şey gelmekten ziyade statüko vurgusu var. | Cagdas Karatas | |
-1 +2 o yüzden de her an karşıma çıkarlar diye belli belirsiz bir umut beslediğim | Mistranslations Beklenti karşısına çıkacağı yönde değil, aksi yönde | Ali Bayraktar | |
+1 belli belirsiz bir umut beslediğim, | Spelling it's not hope he is talking about here.. | Ulgen Unaldi | |
| Mistranslations Bunun olumlu manada kullanıldığını seziyorum ve katılmıyorum. | Cagdas Karatas | |
-3 +2 2 her babayiğidin harcı olmadığını | Other Güzel ama sadakatsiz - fazla abartılı olmuş | Özden Arıkan | |
-3 +6 2 oysaki. | Spelling oysa ki - should be written separately | Ulgen Unaldi | |
-1 +3 çocuk bezlerinin etik sonuçlarına dair renge göre kodlanmış çıktılarım var | Mistranslations Bunun ana dili Türkçe olan birisi tarafından anlaşılacağını sa | Ali Bayraktar | |
| Sesli Düşünceler Heathrow Havaalanı, İngiltere’de silah göreceğinizden emin olabileceğiniz az sayıda mekândan biridir. Bu silahları taşıyanlar, kısa kollu gömlek ve siyah çelik yelekler içinde, Tie-Rack’i havaya uçurmaya niyet edecek teröristlere karşı tetikte bekleyen polis memurlarıdır. Doğruca gelip bana saracak halleri olmasa da bunu yaparlarsa onlara gerçeği söyleyeceğim; ne işle uğraştığımı gizlemeyeceğim. Niyetim, tanıdık birini görene kadar Heathrow Havaalanı'ndan ayrılmamak. (…) Şaşılacak şey, otuz dokuz dakika bekliyorum ve tanıdık kimseyi görmüyorum. Bir tek kişi bile... Kimse de beni tanımıyor. Dünyanın her yerinde görebileceğiniz üzerinde isim yazılı o kartlardan taşıyan (kimisi bildiğim soyadlarına sahip) şoförler kadar meçhullerdeyim. — Şoförlerin benden daha iyi giyimli oldukları gerçeğini hariç tutuyorum — Zaten çocukluğumdan beri üzerime ne geçirsem pijama gibi durur. Montlar, gömlekler, tişörtler, kot pantolonlar, takım elbiseler; hangini giyersem giyeyim, yatakta buruş buruş olmuş pijamalarım gibidir. (…) Kendimi bir Salı günü sabah erkenden Avrupa’nın insanı kendine çağıran o güzelim şehirlerinin davetini geri çevirerek beni hayal kırıklığına uğratan bütün tanıdıklarımı düşünürken duyuyorum. Sigorta acentesinden eski mesai arkadaşlarım yine masalarının başından ayrılamıyor olmalılar. Aralarında olduğum dönemde onlara bunun hep böyle gideceğini söylemiştim. Peki ben orada kapana kısılmış zamanımı heba ederken ve bir türlü kendimi yatıştıramazken Ally ne yapıyordu? Ne olacak, kararlı adımlarla ilerleyip doktorasını tamamlayarak hayatının ilk terfisi olan Reading Üniversitesi’ndeki akademisyenlik görevine başlıyordu. Daha sonraki dönemlerde edindiğimiz ve mühim işlerde çalıştıkları için şu saniye görsem şaşıracağım olgun arkadaşlarımız, bana ev işlerinden sorumlu devlet bakanlığının bir erkek için fevkalâde uygun, hatta cesaret isteyen, tabi ya, bir de evde çocuklarla oturduğum için, yiğitçe bir uğraş olduğunu söylerler. Ne hikmetse bunlar daha çok Ally’e yakın arkadaşlarımızdır. Artık kimseyi tanıdığımı zannetmiyorum. Çocuklardan ve üstümüzden geçip duran uçaklardan uzakta, aklımın sesini duyuyorum. Duyduklarım bir mızmızın düşünceleri. Duymayı beklediğim şeyler bunlar değildi. Ağlamaya başlıyorum. Yüzümü ekşittiğim veya hıçkırdığım yok. Sadece yanaklarımdan süzülen büyük ve suskun gözyaşları… Tanıdığım hiç kimsenin beni görmesini istemiyorum çünkü ben anlamsız bir Salı sabahı Heathrow’un orta yerinde dağılacak insan değilim. Evimizi kusursuz yönetiyorum, aynı bir şirket gibi. Ciddi bir iş bu. Önümde süpürge torbasının doluluk durumunu takip için elektronik tablolarım, bebek bezi kullanımının ahlâki sonuçlarını değerlendirmek için renk kodlamalı çıktılarım var. Bu sabah kendimde değilim. Kim olduğumu bilmiyorum. | Entry #6478
Finalist Voting points | 1st | 2nd | 3rd |
---|
63 | 10 x4 | 9 x2 | 5 x1 |
Rating type | Overall | Quality | Accuracy |
---|
Entry | 2.92 | 3.00 (6 ratings) | 2.83 (6 ratings) |
- 3 users entered 6 "like" tags
- 4 users agreed with "likes" (5 total agrees)
+1 Heathrow Havaalanı, İngiltere’de silah göreceğinizden emin olabileceğiniz az sayıda mekândan biridir. | Flows well | travisedu.com | |
Heathrow Havaalanı, İngiltere’de silah göreceğinizden emin olabileceğiniz az sayıda mekândan biridir. | Good term selection | Asuman Kirlangic No agrees/disagrees | |
Bir tek kişi bile... Kimse de beni tanımıyor. | Flows well | Asuman Kirlangic No agrees/disagrees | |
Avrupa’nın insanı kendine çağıran o güzelim şehirlerinin davetini geri çevirerek beni hayal kırıklığına uğratan | Flows well | Asuman Kirlangic No agrees/disagrees | |
- 8 users entered 15 "dislike" tags
- 10 users agreed with "dislikes" (35 total agrees)
- 6 users disagreed with "dislikes" (30 total disagrees)
-1 Bu silahları taşıyanlar, kısa kollu gömlek ve siyah çelik yelekler içinde, Tie-Rack’i havaya uçurmaya niyet edecek teröristlere karşı tetikte bekleyen polis memurlarıdır. | Mistranslations | travisedu.com | |
-2 +5 3 kısa kollu gömlek ve siyah çelik yelekler içinde, Tie-Rack’i havaya uçurmaya niyet edecek teröristlere | Other sanki bu giysileri teröristler giyiyormuş gibi bir anlam çıkıyor. | Aşkın SamurayBayraktaroğlu | |
-3 +2 2 gelip bana saracak | Spelling beni saracak, bana soracak, doğrudan bana gelip saracak...belli deği | Nizamettin Yigit | |
-2 +1 1 ne işle uğraştığımı | Mistranslations "Ayrılmamak"la uğraşamazsınız zira edilgen eylemdir, çaba gere | Barış ALKIM | |
-4 +2 3 otuz dokuz dakika | Spelling otuz dakikadır... olmalıydı. | chevirmen | |
-1 Dünyanın her yerinde görebileceğiniz üzerinde isim yazılı o kartlardan taşıyan (kimisi bildiğim soyadlarına sahip) şoförler kadar meçhullerdeyim. | Mistranslations çok bilinir olan şoförler değil, isimlikler | Asuman Kirlangic | |
-4 +1 2 — Şoförlerin benden daha iyi giyimli oldukları gerçeğini hariç tutuyorum — | Punctuation inconsistency with original text | Ulgen Unaldi | |
-2 +7 1 çocukluğumdan beri | Mistranslations not since my childhood.. since kids! | Ulgen Unaldi | |
Zaten çocukluğumdan beri üzerime ne geçirsem pijama gibi durur | Mistranslations | STEP T9N No agrees/disagrees | |
-3 +4 2 yatakta buruş buruş olmuş pijamalarım gibidir | Mistranslations just 'slept-in pyjamas' (worn pyjamas), not pyjamas wrinkled in bed | Ulgen Unaldi | |
-1 +2 1 insanı kendine çağıran o güzelim şehirlerinin davetini geri çevirerek | Mistranslations added words not in the text though it gives the same meaning.. | Ulgen Unaldi | |
-2 +2 2 Sadece yanaklarımdan süzülen büyük ve suskun gözyaşları… | Other
| Barış ALKIM | |
| Heathrow Havaalanı, İngiltere'de kesinlikle silah görebileceğiniz bir kaç ender yerden birisidir. Bu silahları polisler taşır, kısa kollu tişört ve siyah renk kurşun geçirmez yelekleriyle Tie-Rack mağazalarını havaya uçurmaya kalkışacak teröristlere karşı tetikte bekleyen polisler. Pek de bana bulaşacakmış gibi durmuyorlar, zaten üzerime gelseler de onlara gerçeği anlatırım. Burada ne işim varsa onu anlatırım. Heathrow Havaalanı'nda tanıdık birilerini görene kadar kalmayı planladığımı... Ne tuhaftır ki, tam otuz dokuz dakikadır bekliyorum ama tanıdık birilerine rastlamış değilim. Tanıdık bir kişi, bir Allah'ın kulu bile yok. Yaka kartları taşıyan şoförler gibi (bazılarının adlarını da biliyorum bu arada) adı sanı olmayan, ne üdüğü belirsiz biri gibiyim, iyi giyimli şoförleri buna dahil etmiyorum tabi. Çocukluğumdan beri, ne giyersem giyeyim üzerimde pijama gibi durur. Mont, şort, tişört, kot pantolon, takım elbise ne varsa, yatağa onla girmişim gibi olur üzerimde hep... Bu Salı sabahında Avrupa'nın büyüleyici yerlerine gitmek için erkenden yola çıkmayarak beni satışa getiren tüm tanıdıklarımı düşünürken buluyorum kendimi. Sigorta acentesinden eski iş arkadaşlarım halen masalarında çakılıdırlar kesin, tıpkı onlara her zaman söylediğim gibi, ben de bir zamanlar orda masama çakılmış durumda, vaktimi boşa harcıyordum, bocalayıp duruyordum, halbuki bu esnada Ally adım adım ilerliyordu; doktora derecesini, Reading Üniversitesi'nden ilk araştırma bursunu ve ilk terfisini bile almıştı. Yakın zamanlarda edindiğimiz yeni türemiş dostlarımızdan, ciddi işleri olan ve bu yüzden de şu anda görmeyi pek de beklemediklerim bana, yuva kurmanın bir erkek için biçilmiş kaftan, hatta cesurca bir iş olduğunu söylüyorlar, evet, evde çocuklarla birlikte kalmak erkekçe birşey tabi. Bu dostlarımızdan çoğu da genelde Ally'nin arkadaşlarıdır. Artık kimseyi fark etmiyormuşum gibi geliyor, çocuklardan ve tepemden geçen uçaklardan kopmuşum sanki, düşüncelere dalmışım, sızlanan, mızmızlanan bir adamın düşüncelerini görüyorum kendimde. Beklediğim şey bu değildi halbuki. Ağlamaya başlıyorum, suratımı buruşturarak veya hıçkırarak değil, yanağımdan aşağıya sessizce damla damla gözyaşları akıtarak. Tanıdıklardan kimsenin beni ağlarken görmesini istemem, çünkü ben önemsiz Salı gününün birinde Heathrow Havaalanı'nda kendini koyverecek cinsten bir adam değilim. Evimizi, tıpkı bir şirket gibi kusursuzca idare ederim. Çünkü bu ciddi bir iş. Elektrik süpürgesi torba stoğunu kontrol etmek için listelerim ve çocuk bezlerinin çevresel etkileriyle ilgili de, renklerine göre kodladığım yazıcı çıktılarım var benim. Bu sabah herzamanki ben değilim. Kimim? Neyim? Bilmiyorum.
| Entry #6842
Finalist Voting points | 1st | 2nd | 3rd |
---|
58 | 9 x4 | 7 x2 | 8 x1 |
Rating type | Overall | Quality | Accuracy |
---|
Entry | 3.13 | 3.25 (8 ratings) | 3.00 (7 ratings) |
- 5 users entered 11 "like" tags
- 7 users agreed with "likes" (15 total agrees)
Pek de bana bulaşacakmış gibi durmuyorlar, zaten üzerime gelseler de onlara gerçeği anlatırım. Burada ne işim varsa onu anlatırım. | Flows well | travisedu.com No agrees/disagrees | |
+2 bana bulaşacakmış gibi durmuyorlar | Flows well | Barış ALKIM | |
Heathrow Havaalanı'nda tanıdık birilerini görene kadar kalmayı planladığımı... | Flows well | travisedu.com No agrees/disagrees | |
Ne tuhaftır ki, tam otuz dokuz dakikadır bekliyorum ama tanıdık birilerine rastlamış değilim. Tanıdık bir kişi, bir Allah'ın kulu bile yok. | Flows well | travisedu.com No agrees/disagrees | |
+5 1 bir Allah'ın kulu bile yok | Good term selection | Barış ALKIM | |
Çocukluğumdan beri, ne giyersem giyeyim üzerimde pijama gibi durur. | Flows well | travisedu.com No agrees/disagrees | |
+1 yatağa onla girmişim gibi | Other Zor bölüme güzel çözüm. | Cagdas Karatas | |
Bu Salı sabahında Avrupa'nın büyüleyici yerlerine gitmek için erkenden yola çıkmayarak beni satışa getiren tüm tanıdıklarımı düşünürken buluyorum kendimi. | Flows well | STEP T9N No agrees/disagrees | |
+1 çocuk bezlerinin çevresel etkileriyle | Good term selection Only correct translation, look at pack of nappies of your kids | Rowshen KYLYCHEV (X) | |
- 7 users entered 25 "dislike" tags
- 12 users agreed with "dislikes" (58 total agrees)
- 8 users disagreed with "dislikes" (22 total disagrees)
-1 +1 1 D | Inconsistencies burs yom ama kaynak metinde | Ulgen Unaldi | |
Heathrow Havaalanı, İngiltere'de kesinlikle silah görebileceğiniz bir kaç ender yerden birisidir. | Other does not flow well | travisedu.com No agrees/disagrees | |
| Spelling "Bir kaç" değil "birkaç" şeklinde, bitişik yazılır. | Barış ALKIM | |
-1 +2 2 bir kaç ender yerden birisidir | Inconsistencies Few is not equal to "rare." | Cagdas Karatas | |
Bu silahları polisler taşır, kısa kollu tişört ve siyah renk kurşun geçirmez yelekleriyle Tie-Rack mağazalarını havaya uçurmaya kalkışacak teröristlere karşı tetikte bekleyen polisler. | Mistranslations | travisedu.com No agrees/disagrees | |
-2 +6 2 siyah renk kurşun geçirmez yelekleriyle Tie-Rack mağazalarını havaya uçurmaya kalkışacak teröristlere karşı tetikte bekleyen polisler | Spelling Sözdizimsel muğlaklık. Tişörtlü, yelekli olanlar kim? | Barış ALKIM | |
+3 onlara gerçeği anlatırım. Burada ne işim varsa onu anlatırım. | Syntax 2 kere ustuste 'anlatirim' guzel duyulmuyor. | Pelin Rohde | |
-1 Tanıdık bir kişi, bir Allah'ın kulu bile yok. | Mistranslations "Not one, and no one knows me." bariz yanlış. | Selçuk Dilşen | |
Yaka kartları taşıyan şoförler gibi (bazılarının adlarını da biliyorum bu arada) adı sanı olmayan, ne üdüğü belirsiz biri gibiyim, | Omission | travisedu.com No agrees/disagrees | |
-1 1 iyi giyimli şoförleri buna dahil etmiyorum tabi | Inconsistencies Bu cümle kurgusuyla kıyaslama doğru düzgün oluşmuyor. | Cagdas Karatas | |
iyi giyimli şoförleri buna dahil etmiyorum tabi. | Mistranslations | travisedu.com No agrees/disagrees | |
-2 +3 1 tabi | Spelling "Tabii" şeklinde, çift "i" ile yazılır. | Barış ALKIM | |
-3 +7 1 Çocukluğumdan beri | Mistranslations "Kids" ile kastedilen anlatıcının çocukluğu değil, çocukları | Barış ALKIM | |
Mont, şort, tişört, kot pantolon, takım elbise ne varsa, yatağa onla girmişim gibi olur üzerimde hep... | Mistranslations | travisedu.com No agrees/disagrees | |
Bu Salı sabahında Avrupa'nın büyüleyici yerlerine gitmek için erkenden yola çıkmayarak beni satışa getiren tüm tanıdıklarımı düşünürken buluyorum kendimi. | Mistranslations | travisedu.com No agrees/disagrees | |
| Inconsistencies Tanıdıklarıyla aralarında akit olmadığı için satıştan söz e | Cagdas Karatas | |
-3 +2 2 adım adım | Inconsistencies where does it say Ally was moving step by step? | Ulgen Unaldi | |
-1 +2 1 çocuk bezlerinin çevresel etkileriyle | Other Ethical consequences is a concept broader than environmental impacts | Cagdas Karatas | |
-1 +1 Kimim? Neyim? Bilmiyorum | Other Kaynak metne uyum. Kaynak bir cümle. | Nizamettin Yigit | |
| | | | | X Sign in to your ProZ.com account... | | | | | | ProZ.com translation contestsProZ.com translation contests offer a fun way to take a break from your normal routine while testing and honing your skills with fellow translators.
ProZ.com Translation Contests. Patent pending. |