Source text in Arabic | Translation by Kenan SIKAR (X) (#25682) |
استيقظت في فجر هذا اليوم على صوت هرة تموء بجانب فراشي وتتمسح بي, وتلح في ذلك إلحاحا غريبا, فرابني أمرها وأهمني همها, وقلت: لعلها جائعة فنهضت وأحضرت لها طعاما فعافته وانصرفت عنه, فقلت: لعلها ظمآنة فأرشدتها إلى الماء فلم تحفل به, وأنشأت تنظر إلي نظرات تنطق بما تشتمل عليه نفسها من الآلام والأحزان, فأثر في نفسي منظرها تأثيرا شديدا حتى تمنيت أن لو كنت سليمان، أفهم لغة الحيوان؛ لأعرف حاجتها وأفرج كربتها، وكان باب الغرفة مقفلا فرأيت أنها تطيل النظر إليه وتتلصق بي كلما رأتني أتجه إليه, فأدركت غرضها وعرفت أنها تريد أن أفتح لها الباب، فأسرعت بفتحه فما وقع نظرها على الفضاء، ورأت وجه السماء، حتى استحالت حالتها من حزن وهم إلى غبطة وسرور وانطلقت تعدو في سبيلها، فعدت إلى فراشي وأسلمت رأسي إلى يدي وأنشأت أفكر في أمر هذه الهرة وأعجبت لشأنها وأقول: ليت شعري هل تفهم الهرة معنى الحرية, فهي تحزن لفقدانها وتفرح بلقياها، أجل؛ إنها تفهم معنى الحرية حق الفهم، وما كان حزنها وبكاؤها وإمساكها عن الطعام والشراب إلا من أجلها، وما كان تضرعها ورجاؤها وتمسحها وإلحاحها إلا سعيا وراء بلوغها. | Bu sabah şafak vakti yatağımın dibinde, acayip bir ısrarla bana sürtünmekte olan bir kedinin sesine uyandım. Durumu için endişelendim; “belki acıkmıştır” diyerek yatağımdan kalktım ve kendisine yiyecek hazırladım. Ancak yemeği yememekle birlikte uzaklaştı. “Belki de susamıştır” diye düşündüm ve suya yönelttim ama bundan da hoşnut olmadı. Acı ve keder dolu bakışları dile gelmişçesine bakmaya başladı. Bu manzara beni o kadar etkiledi ki keşke hayvanların dilini bilen Süleyman Peygamber olsaydım da neye ihtiyacı olduğunu bilip içinde bulunduğu zor durumu çözebilseydim diye temenni ettim. Odanın kapısı kilitliydi. Kendisinin de kapıya uzun uzun baktığını gördüm. Ne zaman kapıya yönelsem bana daha çok sırnaşıyordu. Sorununun farkına vardım ve kendisine kapıyı açmamı istediğini anladım. Kapıya hızla yöneldim. Kapıyı açar açmaz gökyüzüne baktı. Hüzün ve kederinin yerini sevinç ve coşku kaplamış halde dışarı çıktı. Yatağıma dönüp uzandım ve ellerimi başımın altında kavuşturarak kedinin bu halini düşünmeye başladım. Onun adına sevinmiştim. Keşke bu kedi özgürlüğün anlamını bilseydi; kaybedince üzülüyor bulunca da seviniyor. Evet! O özgürlüğün ne anlama geldiğini iyi biliyor. Üzüntüsü, ağlayışı, yemek ve içecekten kendini alıkoyması sırf özgürlük içindi. Yalvarışı, ricası, sırnaşması ve ısrarı da sırf özgürlüğe ulaşma çabasındandı. |